Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği, Bursa Ücretli Öğretmenler Derneği ve Emektar Ücretli Öğretmenler Platformu sendikalaşma kararı aldı. Ücretli öğretmen Mine Ergin, “Sendikal sürece geçiyoruz. Sesimizin duyulmasını umut ediyoruz. Resmi sendika olarak artık biz de hem geçmişe dönük haklarımızı hem de emektar arkadaşlarımızın kadro konusu üzerine süreçlerimizi başlatacağız. Bu hak kayıplarının önüne geçeceğiz. Bu haksız uygulamalara dur diyeceğiz. Resmi dernekler ve sendika olarak artık çok daha güçlü olacağız” dedi.
Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği, Bursa Ücretli Öğretmenler Derneği ve Emektar Ücretli Öğretmenler Platformu, bugün Ankara’da toplanarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde atama ve özlük haklarının iyileştirilmesi talebiyle basın açıklaması yaptı. Ücretli öğretmenler, basın açıklamasının ardından Bakanlığa hazırladıkları raporu sundu.
Basın açıklamasını ücretli öğretmenler Mevlüde Kurtuluş ve Mine Ergin okudu. Kurtuluş ve Ergin şunları söyledi:
“İyileştirme adı altında yapılan düzenlemeleri kabul etmiyoruz. Bir öğretmen aylık yarım yatan SGK primi ve asgari ücret altında çalışır mı? Kalıcı çözüm için alandayız. 5 artı 1 ek ders verdiler yine asgari ücret altında ve yarım SGK primi ile çalıştık. Şimdi de 2 ek derse 1 ek ders bedava gibi bize üç kuruş ücrete ve hiçbir statü olmadan çalış diyorlar. Kabul etmiyoruz. Göreve yeni başlayan arkadaşlarımız için tek çare taban maaş ve özlük haklarının düzenlenmesidir.
“Emekli dahi olamayan bizlere hak olan perişan mezara girmek midir?”
Yıllarca yarım yatan SGK ile emekli dahi olamayan biz ne yapacağız? Sigorta kurumuna gidiyoruz. EYT ile emekli olmak için saçma sapan bir kod uygulaması ile yarım yatan SGK primlerimizi tamamlayamıyoruz. Biz emektarlar bundan sonraki hayatımızda ne yapacağız? Tercih edilmeyen her köy, mezra yer ve bölge demedik gittik. Emekli dahi olamayan bizlere hak olan perişan mezara girmek midir? Biz bu yaştan sonra ne iş yapabiliriz? Bunca emek verdik. Emek verdikçe tecrübe kazandık, uzmanlaştık. Biz atanmayalım da kim atansın? Atama istiyoruz. Emeklerimizin ve yıllarca giden ömrümüze karşın devlette kadrolu görev istiyoruz. Her alanda tecrübe ve uzmanlık üzerine kıymet verilirken emektar uzman ücretli öğretmenlerin kıymeti neden yok?
“En az 15 bin atama istiyoruz”
Biz de en az 15 bin atama istiyoruz. Bizimki prim ataması. SGK primi bizim emeğimiz. Emeğimize göre bir atama istiyoruz. Prim usulüne göre şartsız atama istiyoruz. Bizim için tek çare artık atamadır. Ekmeğimize, alın terimize ve tecrübemize sahip çıkacağız. Bizlerin çalıştığı bu şartlar altında bütün meslek gruplarını bir ay çalışmaya davet ediyoruz. Bizi anlamanız için sanırım en iyi fikir bu. Hiçbir meslekte bu şartlar altında bir çalışma yok. Kalıcı düzenlemeler istiyoruz. Ocak ayında yapılacak maaş artışları ve düzenlemeler ile bütün meslek gruplarında maaş artışları olacak fakat ücretli öğretmen maaşları yine asgari ücret altında kalacaktır. Kadrolu öğretmenler ile aynı işi yapan arkadaşlarımızın maaşları yine çok düşük kalacaktır. Makas gitgide açılmıştır. Ev kiralarının dahi en düşük 15 ile 20 bin lira olduğu bir dönemde ücretli öğretmen maaşları on lira gibi açlık sınırının çok çok altında olacaktır. Bu uygulama belli bir alanda okumuş, bir meslek erbabı için kabul edilebilir bir ücret değildir.
“Hak kayıplarının önüne geçeceğiz”
Bundan sonraki süreçte yol haritamız zaten bellidir. Sendikal sürece geçiyoruz. Sesimizin duyulmasını umut ediyoruz. Resmi sendika olarak artık biz de hem geçmişe dönük haklarımızı hem de emektar arkadaşlarımızın kadro konusu üzerine süreçlerimizi başlatacağız. Bu hak kayıplarının önüne geçeceğiz. Bu haksız uygulamalara dur diyeceğiz. Resmi dernekler ve sendika olarak artık çok daha güçlü olacağız. Yıllarca dağ, taş, tepe demedik. Az gittik uz gittik, gele gele bu meydana geldik. Çözüm için sabırla bekledik. Artık olmadı demeye geldik. Bir öğretmene biçilen bu düzen yakışmadı. Ücretli öğretmenlere artık tek yakışan çözümdür. Zaman kaybetmeden Cumhurbaşkanımız, Milli Eğitim Bakanımız başta olmak üzere bütün devlet büyüklerimizden ivedi çözüm bekliyoruz. Bizler artık söylenecek her bir kelamı ettik. Bizlere düşen artık sonuç görmektir.”
“Ücretli öğretmenler asgari ücretin altında çalışıyor”
Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Başkanı Levent Atasoy, sendikalaşma sürecine ilişkin şöyle konuştu:
“Ücretli öğretmenler asgari ücretin altında çalışıyor. Sigortaları yarım yatıyor. Emekliliklerinin güvencesi yok. Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği, Bursa Ücretli Öğretmenler Derneği ve Emektar Ücretli Öğretmenler Platformu olarak sendikalaşma sürecine geçtik. Bundan sonraki adımlarımız hukuki yollardan devam edecek. Ücretli öğretmenlerin geçmişe dönük haklarının iadesi, emektar arkadaşlarımıza kadro olayı hakkındaki çalışmalarımız sendika olarak devam edecek. Biz işçi sendikası kurabiliyoruz. Ücretli öğretmenler memur sendikası kuramıyorlar. O konuda da biz mağduruz. Ücretli öğretmenlerin memur sendikalarına üye olma hakları yok. Sendikamızın içeriğinde de eğitim sektörü içerisindeki bütün eğitim emekçilerini alacağız. Yol haritamız belli. Çünkü artık süreç tıkandı. Arkadaşlarımız yıllarca çalıştığı halde emekli dahi olamıyorlar. Bunun için daha üst perdeden sesimizi duyurmaya çalışacağız. Sesimiz duyulmuyor. İktidar kanalı 20 senedir ülkeyi yönetiyor. Ücretli öğretmenlerin sesini duyuyorlar ama bizle ilgili somut, kalıcı adımlar atılmadı. Yapılan uygulamalar hep geçici çözümler. Sürece yama yaparak ilerlemeye çalışıyoruz. Kalıcı çözümlerimiz yok. Bu sendikal süreçte de kalıcı çözümler için daha somut ve radikal adımlar atacağız.”
“Hastalandığın zaman ücretinden kesiliyor”
Okul öncesi öğretmeni Demet Pekesen ise şöyle konuştu:
“Bir öğretmenin hak ettiği maaşlar bunlar olamaz. Cumhuriyet’in kuruluşunda ‘Milletvekili maaşlarını geçmesin’ diyen Atatürk’ün öğretmene verdiği değerden bu zamana gelmiş olmamız çok acı bir durum. Bırakın milletvekili maaşlarını, kadrolu öğretmenle aynı maaşları alamamak… Hastalandığın zaman ücretinden kesiliyor. Ara tatilde ücret ödemiyorlar. Bunlarla hiçbir yere varamayız. Eğitimi değerli kılarsanız o ülke gelişir. O ülke yeniliklere açık olur. Önce, öğretmenin kafasını rahat ettireceksin. Öğretmenin kafasını rahat ettirmediğiniz sürece asla ülkede ilerleme kaydedebileceğimize inanmayanlardanım.”